“Her insanın zamanı kendine aittir; önemli olan kendi ritmini hissetmek, başkasının hızına kapılmadan kendi adımlarımızla yürümektir.”
Hayatın ritmi, her insan için farklı çalar. Kimimiz için saatler ağır ağır ilerler, kimimiz için günler kuş misali uçar. Takvim hepimize aynı günleri gösteriyor gibi görünse de, gerçekte zaman herkesin içinde bambaşka bir hızla akıyor.
Bebeğini bekleyen bir anneyle sınav sabahına uyanan bir öğrencinin, ya da hasta yatağında zamanla baş başa kalan birinin saatleri aynı olabilir mi? Kimi insanların yolu daha çiçeklidir, kimilerinin yolu daha dikenlidir. Ama her yolun kendine özgü bir hikâyesi vardır.
Her çiçeğin açma zamanı, meyve verme süresi farklıdır. Kimi erken açar, kimi geç; kimi uzun süre dalında kalır, kimi kısa sürede solar. İşte bu yüzden yanımızdakilerle kendimizi kıyaslamak doğru değildir. Üstelik bir meyvenin dışı ne kadar güzel görünse de, içinde ne olduğunu bilmeyiz. Hayatta da böyledir; başkalarının dışarıdan görünen yolculuğu cazip görünebilir ama gerçek değer, kendi yolumuzda yeşerttiğimiz köklerdedir.
Çoğu zaman en büyük hatamız, kendimizi başkalarıyla kıyaslamaktır. Oysa başkasının ağacında açan çiçeğe imrenmek yerine, kendi köklerimize sahip çıkmalı, kendi dallarımızı yeşertebilmeliyiz.
Bazen hayat, en güzeline ulaşabilmemiz için bizi sabır testine sokar. Tıpkı toprağın altında sessizce bekleyen bir tohum gibi… Zamanı gelmeden filizlenmez, ne kadar sulasan da açmaz. Ama vakti geldiğinde, beklemenin tüm yükünü unutturacak kadar güçlü ve güzel doğar. Belki de sabır, hayatın bize öğrettiği en büyük erdemdir; çünkü her şeyin en güzeli, kendi zamanında olur.
Hayat bazen bir otobüs gibidir: Beklediğimizde gelmez, yetişemeyeceğimizi sandığımızda yakalarız, bazen de tam önümüzden geçerken biz başka bir yöne bakarız. Her şeyin bir vakti vardır, hiçbir şey zamanı gelmeden olmaz.
Mutluluğun ve dinginliğin sırrı, başkasının temposuna değil, kendi zamanımıza kulak vermektedir. Çünkü kendi çiçeğimiz açana kadar sabretmek, hayatın bize verdiği en değerli derslerden biridir.
Peki sen, kendi zamanının ritmini duyabiliyor musun ?